Amerikalılar kendilerini dünyanın en zengin halkı sanıyorlar. Ama ben doksan üç Rolls-Royce ile basit bir şaka yaptım ve tüm kibirleri yok oldu. Başkan bile kıskandı, valiler kıskandı, din adamları kıskandı. Wasco County'deki bir din adamı her pazar İsa Mesih'i tamamıyla unutabilirdi, ama doksan üç Rolls-Royce'u unutamadı. Bir şekilde onları kınamak için konuyu açtı durdu. Ve şaşıracaksın, hapishaneden kefaletle tahliye olduğum zaman bana bir mektup yazdı. Dedi ki, "Artık kendi ülkene döneceksin, en azından bir Rolls-Royce'u kiliseme bağışlamaya ne dersin? Bu büyük bir hayırseverlik olurdu." Aklı şimdi görebiliyorsun... Ben binlerce insana meditasyon öğretiyordum; Amerika bununla ilgilenmedi. Komüne binlerce insan geliyordu; Amerika bununla ilgilenmedi. Her festivalde, dünyanın her yerinden yirmi bin insan geliyordu; Amerika bununla ilgilenmedi. Medyadaki tüm haberler yalnızca doksan üç Rolls-Royce'dan bahsediyordu.
Belki fakir bir ülkede bu beklenebilir, diye düşünürdüm... Ama ben Amerika'nın kibirini yok ettim! Benim doksan üç Rolls-Royce'a ihtiyacım yok. Bu bir eşek şakasıydı.
İNSANLAR ÜZGÜN, KISKANÇ VE ROLLS-ROYCELARIN spiritüelliğe uymadığını düşünüyor. Ben bir çelişki göremiyorum. Bir Rolls-Royce'un içinde otururken aynı ölçüde meditasyon yapabilirim... Aslında, bir öküz arabasında otururken bu güç olur; spiritüel büyüme için Rolls-Royce en iyisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder