ALTIN BİR ÇOCUKLUKTAN ANILAR

Ben asla, senin sözcükten anladığın anlamda spiritüel olmadım. Hiç tapınaklara ya da kiliselere gitmedim, hiç kutsal yazmaları okumadım ya da gerçeği bulmak için belirli çalışmalar yapmadım, Tanrı'ya tapınmadım, dua etmedim. Bu asla benim yolum olmadı. Bu yüzden benim spiritüel hiçbir şey yapmadığımı kesinlikle söyleyebilirsin. Ama benim için, spiritüelliğin tamamen farklı bir anlamı var. Dürüst bir bireysellik gerektiriyor. Herhangi bir tür bağımlılığa izin vermiyor. Ne pahasına olursa olsun, kendi için özgürlük yaratıyor. Kalabalıkta değil, yalnızlıkta; çünkü kalabalık hakikati asla bulamamıştır. Hakikat yalnızca insanların yalnızlığında bulunmuştur.

Bu yüzden benim spiritüelliğimin, senin spiritüellik fikrinden farklı bir anlamı var. Çocukluk hikâyelerim, eğer onları anlayabilirsen, şu ya da bu şekilde bütün bu niteliklere işaret eder. Kimse onlara spiritüel diyemez. Ben onlara spiritüel derim, çünkü bana göre, insanın arzuladığı her şeyi vermişlerdir.

Çocukluk hikâyelerimi dinlerken bazı nitelikler aramaya çalışmalısın; yalnızca hikâyeyi değil, tüm anılarımın içinde ince bir iplik gibi uzanan kendine özgü bir niteliği. Ve o ince iplik spiritüeldir.

Bana göre spiritüel, basitçe insanın kendini bulmasıdır. Kimsenin bu işi benim adıma yapmasına izin vermedim, çünkü kimse bu işi senin adına yapamaz; kendin yapmak zorundasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder